Ey Fatih, ey sanli Yarimada!.. Ey, yorgun, ama kudretli kraliçe!.. Senin yasli ve hüzünlü gözlerin bizlere neler neler anlatiyor... Nice sasaali günler gördün, ne eziyetler yasadin upuzun tarihin boyunca... Ama hep ‘kiskandirdin kendini... Yüceliginle, üzerine kondurulan ‘tahtlarinla, gurur veren kültürel zenginliklerinle... Sonsuza dek yasa Yarimada!.. Suriçi’ndeki ‘koza’nda kurum kurum saltanatini sürdür... Sen, kültürümüzün, tarihimizin ‘tapu senedi’, hepimizin ‘göz nurusun Yarimada!..”Haldun Hürel, binlerce yillik hikâyeleri kalbinde saklayan efsanevi “Yarimada’nin öyküsünü heyecanla, keyifle ve özlemle anlatiyor. “Suriçi’ni semt semt, sokak sokak mercek altina alirken, “evrenin gözbebegi’nin tarihini Megaralilardan günümüze keyifli bir dille aktariyor. Fatih’in irili ufakli tüm tarihi yapilarini tek tek titizlikle inceledigi Efsanevi Istanbul Yarimadasi’nda. Hürel, mekân ve insani birbirinden ayristirmayan bir sehir tarihçiligi anlayisini benimsiyor. “Yarimadanin ugradigi talanla sadece tarihi mirasimizi degil, ayni zamanda kültürel mirasimizi, sehirle kurdugumuz iliskiyi de yitirdigimizin altini çiziyor.