Edebî tefsir, kökleri Kur’ân-ı Kerîm’in nüzul dönemine kadar uzanan bir anlama yöntemidir. Kendisiyle aynı çerçevede ele alınan diğer tefsir yönelimlerinden farklı, özgün yanlar içermekte ve modern dilsel yaklaşımlara alan açması itibariyle de tefsir çalışmalarına açılım kazandırabilecek boyutlar taşımaktadır. Emîn el-Hûlî örneği merkeze alınarak, diğer temsilcilerin de katkıları çerçevesinde edebî tefsir, tanınması, tefsir geleneğindeki konumu ve işlevi açığa çıkarılması gereken bir anlama ekolüdür. Bu yaklaşım, tefsir faaliyetine birçok katkı sunabileceği gibi, tenkide açık yönler de barındırmaktadır.
Çalışmamızın birinci bölümünde edebî tefsirin tarihî köken ve referanslarını ele aldık ve i‘câz, belâgat sahasındaki çalışmalarla bağını ele aldık. Edebî yaklaşımın bu müktesebatı aşan boyutları olduğunu müşahede ettik. İkinci bölümde Emîn el-Hûlî merkezinde edebî tefsirin temel kabullerini zikrederek, Hûlî’nin bu yöntemi nasıl temellendirdiğini ortaya koyduk. Yine bu bölümde edebî tefsirin Hûlî dışındaki önemli temsilcilerinin çalışma ve görüşlerine yer verdik. Tefsirde edebî yöntemin yeni anlama usulleri ve dil çalışmaları bağlamında yerine işaret ettik. Edebî tefsirin oldukça kapsamlı bir anlama usulü ortaya koyduğunu, bununla birlikte bu usulün pratiğe aktarımı hususunda önemli zorluklar olduğunu tespit ettik. Üçüncü bölümde ise, edebî tefsir merkezli tartışma alanlarına temas ederek, bu yönde ortaya konan görüşleri etraflı bir şekilde müzakere ettik. Sonuç olarak, edebî yöntemin istifadeye açık birçok usûlî ilke barındırdığını ancak çok güçlü bir idealizasyona dayanması nedeniyle pratiğe aktarımının önünde birçok engel bulunduğunu gördük. Bunun yanında metodik çerçevenin çok geniş tutulması nedeniyle teorinin birtakım iç çelişkileri bünyesinde barındırdığını belirledik.