1960-1961 akademik yılı: O sırada Sorbonne’da genel felsefe ve mantık asistanı olan Jacques Derrida, Alain’in “Düşünmek, hayır demektir” cümlesinin bir okumasına girişir. Dört oturumdan oluşan bu ders, gelmekte olan yapısökümcü bir yazının imlerini daha şimdiden okumamıza olanak sağlamaktadır. Bunu yaparken aynı zamanda “evet hayır”ın düşüncesinin, düşüncenin temel olarak ne olduğunun ve “evet, hayır” dediğinde ne demekte olduğunu kayda geçirir. Bunlar 1960’larda, Fransa’da düşüncenin en coşkulu olduğu dönemde Derrida’ya kendini yineleyen pedagojik dayanak noktaları sağlamakta olan sorulardı. Elinizdeki baskının ortaya çıkışı bu soruların Derrida düşüncesi içerisinde daima temel nitelikte olduğunu gözler önüne seriyor. Aynı sorular günümüzde, düşünce ile inanç arasındaki farkın ne olduğunu söylemenin çoğu zaman zor olduğu bir çağda hâlen güncelliklerini korumaktadırlar. Doğduğu ülke olan Cezayir’in bağımsızlık savaşı sırasında Derrida tarafından elle yazılmış ve bugüne dek hiçbir bölümü basılmamış olan Düşünmek, Hayır Demektir yıllar süren editöryal bir uğraş sonucunda tamamlandı. Böylece Derrida külliyatı içerisindeki en eski metinlerden biri okurla buluşmuş oldu.