Kuskusuz her çalisma, zorluklarini sirtinda tasir. Ancak bu çalismanin ortaya çikisindaki zorluk, oldukça kit sayidaki kaynagin bulundugu bir alanda gerçeklestirilmeye çalisilmasindandir. Öte yandan, 1990 yilindan sonra kendini hissettirmeye baslayan ve 'ötekinin kesfi' üzerinden ilerleyen ilimli atmosfer, bu çalismayi kolaylastirmistir. Anadolu topraklarinda yasayan Çingenelerin varligini; Osmanli, Selçuklu ve Bizans dönemine kadar götürmek mümkündür. Bu uzun geçmise karsin Türkiye Çingeneleri konusunda yeteri kadar çalisma yoktur. Ayrica, son dönemlerde Türkçeye çevrilen batili eserlerin de Türk(iye) Çingenelerini yeterince tanimlayabilmesi mümkün olmamistir. Elinizdeki bu çalismanin övme ya da yerme gibi bir kaygisi yoktur. Ayni zamanda bu çalisma, Çingene/Roman adi konusunda da tercihte bulunmamakta, aksine, 'farkli bir kültür ve kimligi anlama' hedefiyle, yeniden düsünebilmenin imkânlarini olusturmaya çalismaktadir. Kitabin, alana katki saglamasi ve yeni tartismalara yol açmasi umuduyla..