Eğreti Gelinler ve Hafifletilmiş Bir Tutunamayan kitaplarıyla tanıdığımız Şükran Kozalı’dan bir Atatürk destanı…
Derin Mavi Destan, kahramanımız Âfet’in kaleminden Cumhuriyet’in ilk döneminin hüzünle yan yana akan coşkusunu anlatıyor. Lapis lazuli, lacivert gibi renk varlıklardan oluşan “Mavi Renk Kolonisi” adlı gizemli bir grupla birlikte Âfet, Atatürk’ün vatan sevdasına, sanat ve toplum ideallerine şahitlik ederken; Büyükada’da verilen bir partide tanışıp, hayran olduğu rivayet edilen Hermine’yle yaşadığı hayali aşkın izlerinden de, Atatürk’ün sevgi dolu yüreğine ve derin yalnızlığına ulaşır.
“Cumhuriyet huzursuz, ama yüreg?inizde sancılı bir umut var. Bir kadınla dans ederken elinizde tuttug?unuz gülü ona veriyorsunuz. Dans boyu titriyorsunuz. Bu hastalık habercisi deg?il, bir dog?us¸un titres¸imleri. Kitap yazmaya kararlısınız. Çocuk kitabı, matematikle ilgili galiba. Hayatınızın en saf, inançlı, masum yıllarını... Fincanın dıs¸ında kare s¸eklinde çok anlamlı bir saat var. Gündüz 13.00’ü gösteriyor. Akrebi gül dalı, yelkovanı tavuskus¸unun teleg?inden. Sevinecek misiniz bilmiyorum? Eşiniz de Hermine!”
Şükran Kozalı’nın modern edebiyatın kurgu tekniklerinden yola çıkarak yazdığı Derin Mavi Destan, Atatürk’ün evreninin kurmaca düzlemdeki ilk örneğidir. Onun dile getiremedikleri düşlenerek imge dünyasına taşınmıştır.