Demokrasi, bir yönetim biçimi olarak çeşitli dönemlerde ve çeşitli coğrafyalarda, birbirinden çok farklı serüvenler yaşadı. Bugün gelinen noktada, en iyi ve belki de tek yönetim biçimi olduğu yaygın olarak düşünülüyor. Kimilerine göre demokrasinin Batılı kökenleri, bu yönetim biçiminin başka kültürlerde yerleşiklik kazanmasını zorlaştırıyor.
Batı’da bile tek bir demokrasi biçiminin olmaması, demokrasiyi benimsemek isteyen ülkeler için bir yandan model seçme güçlüğü yaratıyor, ama öte yandan kendi özgül koşullarına uygun, başka modellere harfi harfine benzemek zorunda olmayan demokrasi biçimleri geliştirebilmelerine olanak tanıyor.
Türkiye’de demokratik düşüncenin eyleme geçirilmesinin 125 yıllık tarihine eğilen Profesör Bernard Lewis, bu kitapta derlediği dört makalesinde bu serüvenin kilometre taşlarını katediyor ve nüfusunun büyük çoğunluğu Müslüman olan ülkeler arasında neden yalnızca Türkiye’de bir demokrasi kültürü ve geleneği oluşabildiğini sorguluyor.
Demokrasinin Türkiye Serüveni, çağdaşlaşma sürecinde Batı’nın pek çok kurumunu benimseyen, benimserken de bunları önemli ölçüde kendine uyduran bir toplumun, demokrasiyle neler yaptığınız bir dökümü.