"Döndüm ben anne... Senin küçük karakoncolosun.
Saçlarımda karlar getirdim. Bunu buldum dünyada ben, anne.
Eğilerek, tahta sokak kapımızdan girdim, yabani otların sarmış olduğu bahçeye adım attım.
Deli erik ağcına sarıldım, ama kendimde gözyaşı bulamadım.
Çatlamış olan kaldırımdan geri yürüdüm.
Beni orada, yabanileşmiş asmanın altında, babamla, üzgün-üzgün beklediğinizi düşünmüştüm.
Her taraf ıssız anne, insanlar nerede?
Anlar uçup gitmiş... Bitmişler artık.
Zaman, geçmişin paslanmış korkuluklarının arasından sıyrılıp gitmiş. Onu durdurmayı başaramamışlar. Acıyor...
Artık çok canım acıyor.
Orada, sizin yanınızda, bu acılar bitecek mi anne?"