Bir bakıyorsunuz Belçika’da bir “Tu¨rk köyu¨”, bir bakıyorsunuz Himalayaların eteklerindeki Keşmir'de kendilerine “Osmanî” diyen Tu¨rk Köyleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği… İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın son Osmanlı İçişleri Bakanı’nın torunu olduğu haberi gazete manşetlerinde çınlarken, El Salvador Devlet Başkanı Nayib Bukele'nin Filistinli bir Osmanlı'nın torunu çıktığı haberi du¨şu¨yor önu¨mu¨ze. Sarkozy’nin de Castro’nun da atalarının Osmanlı Yahudisi çıkması yetmiyormuş gibi, besteci Wagner’in Sultan Abdu¨laziz’den para yardımı istediğini, Sultan Abdu¨lhamid’in Pasteur’e beraber çalışma teklifinde bulunduğunu öğreniyoruz hayretle.
Mustafa Armağan Bu¨yu¨k Osmanlı Projesi’nde bu nicedir unuttuğumuz du¨nyanın kapılarını cömertçe açıyor önu¨mu¨ze ve bize bir hafıza tazelemesi çalışması öneriyor. “Hatırla onu!” ikazı, kitabın her satırından tu¨tu¨yor, giderek “Hatırla özu¨nu¨!” uyarısına bu¨ru¨nu¨yor. Osmanlı’yı, yaşadığı çağların ku¨resel aktöru¨ olarak konumlandıran, bu yu¨zden ku¨reselleşen du¨nyamızda bunu daha önce yaşamış Osmanlıların birikiminden yararlanmanın önu¨mu¨zu¨ görmemize yardım edeceğini vurgulayan yazar, hem “ku¨resel tarih” çalışmalarında Osmanlı’nın katkılarına işaret ediyor hem de Osmanlı tecru¨besinin tesadu¨fi bir ‘oluşum’ değil, bilinçli bir ‘proje’ olduğuna dikkat çekiyor.
Bu¨yu¨k Osmanlı Projesi, "Bir kere başarılan niye bir kere daha başarılamasın?" diye sancılananların el kitabı olacak.