Güzel bir Türkçenin yeni nesillere aktarılarak varlığını sürdürebilmesi için kişisel ve toplumsal duyarlılık esastır. Bu konuda milletçe şuurlu bir gayretin içinde olmak zorundayız. Dilimizin bozulmasını önlemek ve dilimizin yabancılaşmasının önüne geçmek için Türkçenin öğretimi ciddi olarak gözden geçirilmeli ve öğrencilerimize iyi bir dil şuuru kazandırılmalıdır.
Bu çerçevede okul öncesi eğitimden başlayarak yükseköğretimin son kademesine kadar dil eğitimiyle ilgili tedbirler alınmalı ve yeni düzenlemeler yapılmalıdır.
Dilimizin dünyada hak ettiği yere gelebilmesi için önce sağlam bir dil şuuruna sahip olmamız, ardından da dilimizi her türlü ilmî araştırmayı ifade edebilecek şekilde zenginleştirmemiz ve işlememiz gerekmektedir. Sözün özü; önce kendimizden başlayarak konuşmalarımızdan yazılarımıza; ürettiğimiz mal ve hizmetlerden satın alıp kullandığımız ürünlerin adlarına; iş yerimizden çocuklarımıza verdiğimiz isimlere kadar Türkçe konusunda duyarlı ve sorumlu hareket etmek mecburiyetindeyiz.