Demek ki meyve olarak kalmayacaktim. Önemli olan meyveyi besin olarak diger canlilara sunmak, onlari beslemeye yardim etmekti. Çekirdegim ise topraga girecek yeni bir seftali fidani yeserecekti. Fidan agaca dönüsecekti. Meyve olarak ölecektim, ama fidan olarak büyüyecektim. Ben tek bir seftaliydim. Çekirdegim agaç olunca yeni meyveler verecektim. Bir seftali, bin seftali verecekti. Dinçtim. Kendimi güçlü hissediyordum. Büyük bir degisim geçirmistim. Çekirdekken filiz olmustum. Degiserek yasamayi sürdürüyordum. Filizdim, fidan olacaktim. Sonra agaç… Meyve verecektim. Yüzlerce, binlerce meyve verecektim. Her meyvemde bir çekirdek olacakti. Çekirdeklerden yeni agaçlar yetisecekti. Bütün bunlardan kendimce söyle bir sonuç çikardim: Gerçek olan degismektir. Her sey durmadan degisir. Bu degisimler birikir, birikir ve o sey, kendiliginden baska bir sey olur. Bu baska sey önceki durumdan farkli, daha yenidir.Büyük, sulu bir seftali bir sepetten yere yuvarlanip çürümeyi beklerken iki yoksul çocuk Sahip Ali ve Polat onu bulup yer ve sonra da çekirdegini aganin bahçesine dikerler. Kendilerine ait bir seftali agaçlari olsun isterler çünkü. Bu güzel seftali, çok fazla meyve yemeye imkâni olmayan bu çocuklarin doyunca seftali yiyebilmesi için çekirdekten büyük verimli bir agaç olmak, çiçek açip meyve vermek için çabalar. Ancak yasanan üzücü bir olay onun hayatini etkileyen önemli bir karar almasina neden olur. (Tanitim Bülteninden)