Son yillarin Türkiye’sinin çiglik çigliga yasadigi 1968 kusagini anlatan bir roman. Cihan Savasi yillarinda Van Sehri yakilirken, yangindan kaçarak Istanbul’da sarayin doktoru olan kocasinin yanina ulasan Mahmure, Onun torunu tiyatro oyuncusu Zeynep. Zeynep’in çocuklugunda, bakan olan babasinin 1960 ihtilalinde evden alinip götürülmesi, hapis yillari. 1970’li yillarin Ankara’sinda, arkadasliklar, dostluklar, Baskentin, Bahçelievler semtinin o zamanlari. Ülkede anarsinin doruga çiktigi yillar, sokaklarda ölen gençler, göz altlari, tutuklanmalarla diken üstünde süren yasamdan kurtulmak için ülkeyi kaçarak terk etmek zorunda kalan Zeynep’le kocasi Orhan. Kaçip gittikleri Paris’te düzen kurmaya çalisirken, Türkiye’den gelen gazetede okuduklar, yürüyüs sirasinda öldürülen gencin kara haberiyle, biten evlilik. Zeynep’in Paris yillarindan tanidigi Rifat’la, yurda döndükten alevlenen aski, tam mutlulugu yakalamisken, yasamin oynadigi kötü oyunla buruk son ve yalnizlik. Tiyatro oyuncusu Zeynep’in en zor rolü dönemin Türkiye’sinin gerçekleriyle yasamak oluyor. Romanda belli bir zaman dilimi içinde, ülkenin sosyal, kültürel, ve siyasi degisimi anlatilmakta.