“Bu kitabı sakın son sayfasına kadar okumayın!” deseler merakınızı bununla sınar mıydınız ya da cesaretinizi? Böyle başlıyor Bir Başka Çarşamba. Cengiz, Ozan ve Tuğçe’nin hayatı, başkalarının yazdığı senaryoyu oynamaktan ibarettir. Yürüyecekleri yol, kuracakları hayal, söyleyecekleri söz, atacakları adım hatta kimle kavga edecekleri, neyi sevecekleri, kimden nefret edecekleri bile önceden belirlenmiştir. Bu kuşatılmışlık içinde boğuşan Cengiz ve Ozan; kavganın, hırsın, hıncın, kıskançlığın, sosyolojik ve sınıfsal farkların onları sürüklediği fantastik bir açmazın içine düşerler. Bu yeni dünya gerçek hayatlarından daha büyük bir hapishane midir yoksa gerçeği tüm çıplaklığıyla gösteren bir ayna mı? Onların hayatı bir çarşamba günü yeniden yazılır. Sizinki belki tam da bugün!