Bir toplumda en vasifsiz olarak görülen bir kisiden tutun da, ileride çok basarili olabilecegi tahmin edilen kisilere kadar herkesin, aslinda birer hayat rehberine ve onun nasihatlerine ihtiyaci vardir. Geçmiste sehzadeler, Lala denilen yöneticilerin himayesinde yetisirlermis. Lalalar, Atabeyler dedigimiz yönetici ve bilge kisilerin ögüt ve nasihatleri, o sehzadeler için oldukça önem tasirmis. Düsünün, Fatih, Aksemseddin'in nasihatleriyle, Osman Bey, Seyh Edebali'nin nasihatleriyle büyüdü… Ya Mevlâna ile Sems'e ne demeli? Bu insanlar, asirlar sonra bile hâlâ saygiyla aniliyorsa, onlara yol gösteren manevi hocalari ve onlarin ögüt ve nasihatlerini de unutmamak gerek…Bugün insanlar artik bu durumun farkina varmis ve nice basarili, yöneticiler, sporcular ve is adamlari bile birer "yasam koçu" ya da "basari koçu" gibi rehberlere danismaktadirlar. Insanoglu hangi makam ve mertebeye varirsa varsin, her zaman bir yol göstericiye ihtiyaci vardir. Çünkü basari bir son degildir, olsa olsa bir duraktir. Yasam devam ettikçe de duraktan duraga kosmak mecburiyetindeyiz ve her zaman, yasayan ya da uzun yillar, hatta asirlar önce yasamis kisilerin, bilgi ve tecrübelerine ihtiyacimiz olacaktir. (Tanitim Bülteninden)Ince Kapak: