Aylar geçti. Beyaz Dis güçlenip, agirligi artip, kaslari sikilastikça, karakteri de ona miras kalan ve çevresi tarafindan çizilen yolda gelisiyordu. Kalitimi kile benzeyen bir hayat özü tasiyordu. Bu kilin sundugu pek çok olanak vardi, her tür farkli biçime sokulabilirdi. Çevre bunu yogurup ona belirli bir sekil vererek hizmet ediyordu. Eger Beyaz Dis insanlarin yaktigi atesin basina gelmis olmasaydi, Vahsi Doga ondan gerçek bir kurt yaratacakti. Ama tanrilar ona farkli bir çevre sunmuslardi, ondan bir kurdu andiran köpek yaratmislardi.Jack London'in klasiklesmis ölmez eseri Beyaz Dis'i sunuyoruz size. Derleme ya da uyarlama degil elinizdeki. Günümüz Türkçesiyle duru, akici bir dille yapilmis, yepyeni bir çeviri. Yazarin en önemli basarilarindan olan bu saheser, Kuzey Amerika yerli yasaminin ve altina hücum yillarinin capcanli bir aktarimi degil yalnizca. Vahsi dünyaya aidiyetini kaybetmemek için mücadele eden ama nice güçlük ve eziyetlerden sonra katiksiz ve kosulsuz bir sevgiyle yeni bir özgürlügü kazanan kurt köpeginin kimliginde, benligimizi olusturmada çevremizin etkilerinin de çarpici bir incelemesi ayni zamanda.London, çetin ve acimasiz bir ortamda türler arasindaki hayatta kalma savasinin vahsi gerçeklerini sürükleyici ayrintilarla gözler önüne seriyor. Önce kurt olarak dogup sonra köpeklerin ve insanlarin dünyasini taniyan Beyaz Dis'in öyküsü son derece çarpici. Büyüme ve gelismeyle ilgilenen ögretmenler ve diger okuyucular, London'in kitapta sik sik betimledigi "kile" benzeyen hayat özünün çevre tarafindan "yogrulma" felsefesini özellikle büyüleyici bulacaklar.Beyaz Dis cesaret ve bagliligin, tehlike ve maceranin öyküsü oldugu kadar, insan kalbinin derinliklerine isleyen bir kurtulus ve sevgi hikâyesi ayni zamanda. (Tanitim Bülteninden)