Eski menteseleri yagsiz balkon kapisi, yillarin verdigi yorgunlukla, acidan inler gibi sesler çikararak ardina kadar açildi. Temiz hava bir hirsiz gibi gizlice odanin içine süzülüp en ücra köselere kadar saklandi. Günes her zamankinden daha fazla yakiyordu. Küçük ve sürekli süpürdügü halde tozun eksik olmadigi balkondaki rengi solmus tahta sandalyesine yöneldi. Yillar boyunca yaz kis, gece gündüz balkonda bulunan eski sandalyenin üzerindeydi yine.Elinde her zamanki gibi fincanda mis gibi kokan sabah kahvesi, parmaklarinin arasinda yanan filtreli bir sigarasi vardi. Üzerinde neredeyse öglen vaktine kadar hiç çikarmadigi, yakasi dantelli, oldukça eskimis, hafif dekolte pembe geceligi ve limon sarisi sabahligiyla, bacak bacak üzerine atmis keyif çatan bir kraliçe edasinda oturuyordu.(Tanitim Bülteninden)