Kendimizi güvende ve rahat hissetmek önemli bir ihtiyaçtır. Buna bağlı olarak duyulan tanıdıklık hissi, bu güvenlik ve rahatlık ihtiyacını büyük oranda karşılar.
Bazılarıyla ilk tanıştığımızda sanki birkaç saatlik değil de yıllardır tanışıyor gibi hissederiz. Çoğu zaman annemize veya babamıza benzeyen birinin bizi güvende ve rahat hissettirdiğine şahit oluruz.
Bu tanıdıklık hissinin oluşturduğu güvenlik ve rahatlık duygusunu; “İyi ki var!” dediğimiz ilişkimizde, vazgeçemediğimiz alışkanlıklarda, “Onsuz yaşayamam.” dediğiniz kahvemizde, şans getirdiğine inandığımız yüzüğümüzde yaşamaya devam ederiz.
Çocukluğumuzda ebeveynimizle kurduğumuz bağın, yetişkinliğimizde yaşayacak olduğumuz her türlü bağlanmaya bu denli sirayet edeceği aklımıza gelir miydi?
“Yokluğuna tahammül edemem!” dediğimiz bağlılıklarımızın nasıl oluştuğunu, onlardan niçin vazgeçemediğimizi, neden bu kadar dirençli olduklarını görmek ister misiniz?
Her türlü bağlanmanın psikolojik temelini keşfe hazır mısınız?