Babaannemin annesinin köyüne gidişimle başlayan hikaye ve ardından gelen tüm hikayelerdeki kadınlar gerçek ve çoğu babaannemin hayatından hayatıma geçen kadınlardır. Onun bana kattığı hayatlardır. Onları burada buluşturan ortak payda ise kadınlık halleridir. Bazen çileli, bazen öfkeli ama hep farkında olan kadınlık halleridir. Kadının bu topraklardaki kadim gerçekliğini gören, bilen bir bilgelikle direnci kıran ve yaşama devam eden kadınlık halleri...
Babaannemin Kızkardeşleri, konusu kadar yazı türü olarak da benim için çok büyük önem taşıyan bir çalışma oldu. Üniversite yıllarından bu güne röportaj benim için apayrı bir yazım türüdür. Bu çalışma, Yaşar Kemal ile tanıdığım ve bal gibi edebiyat türü olduğunu artık çok iyi bildiğim röportaj üzerine önemli bir pratik oldu.
Tüm bunlarla birlikte Türk Dil Kurumu’nda ayrı olan ve dil bilimi açısından da ayrı yazdığımız kız kardeş bu çalışmamda birleşik olarak karşınıza çıkıyor.
Biyolojik yakınlık olarak, aynı anne babadan ya da sadece aynı anneden ve ya aynı babadan dünyaya gelen iki kadının tanımında hala ayrı düşünebildiğim kız kardeş, bu çalışmada bambaşka bir temsili taşıyor. Burada olan kızkardeşlik, kadın mücadelesi içerisinde artık yer bulan ve kadınların mücadele birliğini temsil eden kızkardeşliktir. Ve dolayısıyla kavramsallaşıp artık bu anlamda birleşmelidir.