Bir varmış bir yokmuş, tam da şimdiki zaman içinde, bir gezegen varmış ve bu gezegende yaşayan canlı türü, insan denen iki ayaklı varlık her yıl yüz otuz beş milyar litre bira tüketiyormuş. (İnanmazsanız internetten araştırın!)
Bu azgın tüketim ürününün renginden, kabarcığından, köpüğünden, geğirtisinden, kısacası huyundan ve suyundan etkilenenler arasında zeki mi zeki bir kız çocuğu ile
bu kızın şaşkın annesi, duyarsız babası ve çılgın amcası da yer alıyormuş.
İşte B, Bira, çekici olduğu kadar yıkıcı da olabilecek yukarıdaki bu dört karakteri bir araya getiriyor ve okuru, gerçekliğin sınırından geçirerek gizem dünyasına doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Sizi temin ederiz, zeki ve cesuryürek bir ufaklık ile kızıl saçlı Bira Perisi’nin eşliğinde gerçekleşen bu yolculukta, kimilerine at sidiğini andıran kimilerine göreyse altın sarısı rengiyle insanı baştan çıkaran bu sıvının tüm sırlarına vakıf olacaksınız. Ve kim bilir, belki de cesarete, mutluluğa, sevgiye ve daha pek çok “anarşist” duyguya ilişkin sırlara da...
THOMAS EUGENE ROBBINS
Amerikalı roman ve hikâye yazarı (d. 1936). Robbins, “Oyunculluk, uçarılık değil bilgeliktir” görüşünü ön plana çıkarıp çılgınlık derecesinde oyuncul romanlar yazmaktadır. Romanları, hayatın daha ciddi yanlarını inkâr etmez; “her şeye rağmen mutluluk” ilkesinin savunuculuğunu yapar. Bu ilkenin içerdiği mesajı, romanlarındaki karakterlerin felsefeleri ve aynı zamanda da incelikli yazı biçemiyle iletir. Edepsiz kelime oyunları, alakasız sonuçlar, zıtlık içeren ifadeler, ara sözler Robbins’in anlatımının belli başlı özellikleridir. Romanları yalnızca edebi uzlaşımları değil, insanoğlunu tatmin etmenin en iyi yolu hakkında toplumda yer alan varsayımları da sorgular. Robbins, panteizm, mistik Doğu dinleri ve Yeni Fizik gibi çeşitli kaynaklardan alternatif düşünceleri bir araya getirir. Robbins genellikle Thomas Pynchon, John Barth ve Kurt Vonnegut gibi postmodern yazarların edebi takipçisi olarak değerlendirilmektedir. O da bu yazarlar gibi modern hayatın saçmalığını teslim ederken, uyum göstermek adına bireysel anlatımından fedakârlık etmez ve eserlerinde üstkurmaca öğeler kullanır. Çoğunlukla okura doğrudan hitap eder, eserin akışıyla ilgili yorumlarda bulunur ve romanlarında bir karakter olarak varlık gösterir. Ancak çoğunlukla kara komedi türünde yazan ve modern dünya hakkında kasvetli öngörülerde bulunan yakın tarihteki öncellerinin aksine, eserlerinde iyimser bir tona ve genellikle uçarı bir mizaha yer verir.Robbins, Another Roadside Attraction (1971) [Dur Bir Mola Ver, Çev. Fatma Taşkent, Ayrıntı Yay., 1997] ile çoğu eleştirmenin övgüsünü kazanmıştır. Ancak bu roman, 1973’e kadar popüler bir başarı elde edememiş, bu tarihten sonraysa kült haline gelmiştir. Robbins’in eserlerinin daha sonra büyük başarı kazanması, genelde insanların hayatlarındaki sevinç düzeyini yükseltmeyi başaramayan toplumsal uzlaşımları pervasızca sorgulayıp alaya alan romanlarının, özellikle gençler ve sıra dışı insanlar tarafından beğenilmesine bağlanmaktadır. Even Cowgirls Get the Blues (1976) adlı romanında ise Robbins, Sissy Hankshaw adında, ellerinin başparmakları yirmi üç santim uzunluğunda olan, otostop tutkunu, çekici bir kadın kahramanı anlatır.