Aynadaki Rüya, sokakta dolastirilan aynanin yazarin iç dünyasina çevrilmesiyle olusan bir kitap.Hasan Öztürk; romanlar ve yazarlar arasinda dolasirken, okurlarini sanat ve edebiyatin imkânlarina kulak kesilmeye davet ediyor.Insanoglunun "sesten simgeye geçis" asamasini gösteren yazi, "bir dogal dilin grafik isaretleri yardimiyla geçeklesmesi" anlamiyla kayitlara geçse de "yazmak" varligimiza taniklik etmektir bence. Her ne kadar Sokrates, "yazili sözün insan zihnini tembellestirdigine" inanarak yazili bir belge birakmasa da biz bugün "yazmasam deli olacaktim" diyen Sait Faik'ten yanayiz. Osmanli atasözü, "Ilim bir avdir; yazi onu avlamaktir," diyor. Sözün ulasamadigi yerlerde insani temsil eden ve ona yenidünyalar kazandiran hiç kuskusuz yazidir. Mehmet Kaplan, bir yazisinda "yazarken düsünmek" eyleminden söz etmisi. Stephen King: "Yazmak rafine düsünmektir," diyor. Bizi baska canlilardan ayiran "düsünmek" ve her birimizi baska insanlardan ayiran "düsüncelerimiz" ise yazi, baska birisi oldugumuzu dilin yeni bir biçimiyle kendimizden baskalarina göstermektir.