Avrupa Birligi, Avrupa’nin daha genis boyutlu bütünlesme projesinin bir halkasi veya siyasal ve sosyal boyutlari olan bir büyük projenin ilk asamasi. Birligin kendi içinde geçirdigi dönüsümler de bunu göstermekte. Avrupa Birligi’ni tanimak, yalnizca organlari, kurumlari ve kurallariyla bir örgütü tanimanin çok ötesinde, “tarihsel ve toplumsal bir deneyimi“ anlamayi gerektiriyor. Avrupa Birligi’nin aday ülkeler için öne sürdügü kriterler bile, birligin kurumsal bir olusumdan çok daha ötesine geçtigini ortaya koymasi açisindan anlamli. Bu kitap, Avrupa’ya kategorik bir tarih yaklasimiyla bakiyor ve Avrupa’yi “Avrupa“ yapan ekonomik, siyasal, sosyal ve ideolojik gelismelerden söz ederek modelin yapilanmasini ve özelliklerini ortaya koymayi amaçliyor. Öyle görünüyor ki, Türkiye bu bütünlesme hayalinin bir parçasi olmak, bu projeye katilmak konusunda kararli. Bu nedenle, artik Türkiye’nin yalnizca kurumsal/biçimsel anlamda Avrupa Birligi’nin ne oldugunu degil, Avrupa bütünlesmesinin veya “Avrupalilasmanin“ ne anlama geldigini daha iyi kavramasi ve tartismasi gerek. Avrupa Toplum Modeli, bu kavrama çabasina katkida bulunma umuduyla yazildi(Arka Kapak)