Onun da düşleri vardı. Trenlere yüklenip gönderilen. Sonra geniş, kalabalık, hareketli alanları görüp yine dönmek zorunda kalan. Düşleri kendinden uzağa düşmezdi kızın. Bindirse de hepsini trene, bir sonraki istasyondan dönüveriyorlardı. Döndüklerinde yakışıklı bir gencin yüzünde olurlardı, iyi giyimli birinin gösterişli bavulunda dururlardı, güzel günler görmüş bir kadının kibar omuz çantasında saklanırlardı. Kimi zaman el ele tutuşmuş iki sevgilinin avuçlarının sıcaklığında uyurlardı.