Ada’nın henüz kendisiyle oynayacak bir arkadaşı yoktu. Annesinin de dediği gibi, yeni taşındıkları mahallede zamanla elbette onun da birçok arkadaşı olacaktı fakat kendisi bu konuda oldukça sabırsız davranıyordu. Sabırsızlığının nedeni sadece yeni birileriyle tanışmak istemesi değildi. Ada aslında bir an önce, uzun zamandır hasret kaldığı ve çok sevdiği futbola kavuşmak istiyordu...
Ada pencereden dışarıyı seyrediyordu. Mahallenin çocukları ellerindeki topla, aralarında şakalaşarak sokaktan geçti. Belli ki maç yapacaklardı. Ada’nın içinde uzun zamandır kor halinde duran futbol sevgisi güçlü bir nefes ile üflenmiş gibi bir anda tazelenerek alev alev yanmaya başladı...
Bu kitapta, Ada’nın sokakta yanmaya başlayan ve milli takıma yükselinceye kadar sönmeden devam eden futbol ateşiyle ısınacağız.