bizim evde çokça hastalanırdı türkiye,
gurbet içimden ellerime kadar uzar
susam susam gözyaşı dökerdi simit yiyince,
haç ve isalar arasından varınca müslüman mezarlığına
burada ölmesem derdim, burada ölmesem iyi.
ne zaman türkiye’ye gelsem bilirdim
bu bir rüya
koşar nenemin yanına nenem derdim öp alnımı
uyanırım birazdan.
uzun bir sabah açamadım gözlerimi.
şubat yanığı kokan yosunların arasında
kumsala türkiye haritası çizerken düşünürdüm
boğulsam
bulamazlar şile’de cesedimi.