Ayakta uyutulmuş olmanın yorgunluğu çöktü üzerime. Tuvaletin mermerine uzandım. Aynalar üzerime saçıldı az önce, neden hatırlamıyorum. Çirkinmişim, sevilince güzelleştim sanıyordum. Aşksızlıkla, sevgisizlikle erittiler beni. Uzun, ince kalıplara döktüler. Malzemelerimi çaldılar hep. Çaldıklarını kendilerine kattılar. Ben eksilirken onlar tamamlandı. Nasıl güzellerdir şimdi, nasıl da tamdırlar. Kahkahaları Japon bahçesindeki kuş sesleri gibi. Nefesleri denizden esen tatlı meltem. Gözyaşları bile güzeldir onların, mutludur gözyaşları...
Ah’lı Geçmiş sahici, bıçak gibi keskin bir metin. Aşk, aldatılmak, yalnızlık, öteki üzerinden kendini anlama çabalarımız hakkında eşsiz ve sıra dışı bir kitap. Yıldız Ertan bu kitapla sadece aşka, ilişkilere, kendin olma haline yakın mercekle bakmakla kalmıyor, zıpır bir mizahla yüzümüze gülümsemeler kondurmayı da başarıyor.