“Ah, o zamanki hanimefendilerin kibarligi, o halayiklarin güzelligi, o saz âlemleri ve helva sohbetleri!... Hos, ezberledigim o tesirli cümlenin sade bana degil, efendime de faydasi dokunmustu. Zamanin padisahi onu rütbe, mesnet ve servete gark etmisti; gögsü nisanlarla dolmustu. Bana bile fahri olarak galiba bir unvan verilmisti ki artik sadece:Ago! Ago! diye hitap etmiyorlar, o çetrefil dilli, ince belli, sirma saçli, narin, nazik, nazenin Çerkez kizlari beni:Ago Pasa! diye çagiriyorlar, böyle oksuyorlar, böyle öpüyorlardi.“ Istanbul Türkçesini en güzel kullanan yazarlardan biri olan Refik Halid Karay, Ago Pasa’nin Hatirati’nda mizahi bir bakis açisi ve üslupla 1920’li yillarin yasamini, geleneklerini, aliskanliklarini anlatiyor.(Tanitim Bülteninden)