Türk milletinin hafızasına kazınan, hatırası hep taze kalan, üzerinden geçen yıllara rağmen hâlâ coşkuyla anılan büyük bir zafer, kahramanlık ve mücadele örneğidir. Çanakkale Savaşları farklı milletlerden insanları aynı cephede buluşturan, kara, deniz ve havada çok çetin mücadelelere sahne olan, benzeri görülmedik, kendine özgü özellikler taşıyan sıra dışı bir mücadeledir.
İtilaf Devletleri’ne mensup savaş gemilerinin boğazın Anadolu ve Rumeli yakasındaki tabyaları bombalamasıyla başlayan savaş, 19, 20, 25 Şubat ve 5 Mart günlerindeki saldırılarla devam etmiş, nihayet, İtilaf Devletleri kuvvetlerinin 18 Mart 1915’te üç tümen halinde saldırıya geçmeleriyle zirveye çıkmış, sonunda, düşmanın Çanakkale›nin geçilemeyeceği gerçeğini kabul ederek donanmalarını çekmeleriyle sona ermiştir. İtilaf Devletleri Çanakkale’yi denizden geçemeyince, 25 Nisan 1915’te Gelibolu Yarımadası’na karadan taarruz etmiştir. Ancak kara savaşlarında da ağır yenilgiye uğrayan İtilaf Devletleri 9 Ocak 1916’da Çanakkale’den çekilmek zorunda kalmışlardır.