Su hayatta para biriktiren arkadaslarim da oldu, kitap biriktirenler de. Birinciler hatirlanacak kadar ilginç degildiler ama ikincilerin çogu gerçekten "nadide" insanlar. Belki de en tuhafi Murat Gültekin'dir. Yaklasik otuz yildir pek kimsenin ilgisini çekmeyecek kitaplari ve müzikleri toplar durur. Bu sürecin çoguna taniklik ettim hattâ bu tuhaf ava birlikte katildik zaman zaman. Sabaha karsi bitpazarlarinda elde fener, gelen mallari karistirdik zira o kadar erken gitmezseniz en güzel kitaplari, kasetleri ve plaklari baskalari kapar. Bazen birlikte evde otururken kapimiz çalindi ve adina lancaci denilen adamlardan haberler aldik. Bunlar yeni ölü evlerini gözlerler ve rahmetlinin degerbilmez yakinlari tarafindan çöpe atilan kitap ve fotograflarini meraklisina -elbette bir miktar "sakal" karsiligi- ayirirlar. Iste bu elinizde tuttugunuz kitap, Murat Gültekin'in çeyrek asirdan fazladir üzerine titredigi kütüphanesi sayesinde yazildi desek dogru olur. Içerideki kitaplarin her biri bu topraklarin insanina ait tuhafligin, kafa karisikliginin ve deliligin nisanesi sayilsa yeridir. Eserlerin kahir ekseriyeti bireylere ait, çok azi kurumlarin bastigi kitaplar. Okurken basim yilina da dikkat etmekte fayda var zira bu sosyolojik kazi alanindaki hazinenin 70'li yillarin çatismali dönemlerine dogru giderek fakirlestigi, 80'li yillardan sonra vasatlastigi da anlasiliyor. Bu cennet, bu cehennem ve elbette.(Tanitim Bülteninden)