Günümüz dünyasında gerçekten yetişkin olmak ne anlama gelir? İyi bir iş
bulduğumuzda, doğru insanla evlenip çocuklarımız olduğunda ve nihayet bir ev
satın aldığımızda, “her şeyi halletmiş” olduğumuzu, hayatımızı oturttuğumuzu
varsayarız. Ne var ki, yetişkinlik hayatı önümüze beklenmedik gündemler çıkartır
ve geleneksel roller arasında arzu ettiğimiz dengeyi nadiren kurabiliriz. Genellikle
kırklı yaşlara geldiğimizde, o güne kadar yaptığımız seçimleri sorgulamaya
başlar, sınırlarımızın farkına varır ve çoğu zaman kendimizi sıkışmış hissederiz.
“Orta yaş krizi” diye bilinen tuzağın kucağındayızdır. Yaşadığımız çalkantılı duygu
değişimlerini, içimizdeki hangi dinamikler hazırlamıştır? Gerçek benliğimizi
ortaya çıkarmanın ve kabullenmenin yolları nelerdir? Semboller, evrenle
benliğimizin gizli gündemi arasında nasıl köprü işlevi görürler? Günümüzde
bağımlılıkların ve sapkınlıkların yaygınlaşmasının sebepleri nelerdir? Ego neye
hizmet eder ve ruhumuzun anlam arayışında nasıl bir rol üstlenir Popüler
kültür ruhumuzu ele geçirmek için hangi araçları kullanır ve bunlara karşı nasıl
farkındalık kazanırız? Kendi sorumluluğunu almak ne demektir?
Jungcu psikanalist James Hollis, Yaşamın İkinci Yarısında Anlam Arayışı’nda,
ancak orta yaşla birlikte gerçekten kim olduğumuzu bulabileceğimizi ve anlamlı
bir hayat yaratabileceğimizi gösteriyor. Kariyerini artık tatmin edici bulmayanlara,
evlilikleri veya uzun süreli ilişkileri yön değiştirenlere, aile hayatlarında yaşlılık ve
ölüme bağlı büyük dönüşümler yaşayanlara şefkatle seslenirken, bu zorluklarla
baş etmelerini sağlayacak önemli bir bakış açısı ve güven verici bir mesaj veriyor.