Postmodernizm, son yillarda sürekli her alanda karsimiza çikiyor. Sanattan toplumsal bilimlere, mimarliktan sinemaya, hatta darbelere kadar pek çok alanda bu kavram kullaniliyor. Peki herkesin kolaylikla kullandigi bu kavramin kökenleri nelerdir? Bir fikir olarak postmodernitenin kaynaklari, mekansal, siyasal ve entelektüel baglaminda nasil degerlendirilmeli? Marksist kuramci Perry Anderson, Fredric Jameson’in postmodernite fikrine olan katkisini böyle bir baglama oturtuyor ve onun Levin, Fiedler, Hassan, Jencks, Habermas ve Lyotard’a kiyasla çok daha sol bir perspektifle postmoderniteyi ele aldigini ortaya koyuyor. Zira postmoderniteyi, klasik Markist terimler çerçevesinde, kapitalizmin yeni bir asamasi olarak tanimlayan tek kisi Jameson. Anderson ayrica, bir fikir olarak postmodernden ziyade, postmodernin arka planini olusturan sosyo-ekonomik kosullar üzerine fikir yürütüyor ve modernizmin 19. yüzyilin sonundaki varsayimlarina iliskin yeni degerlendirmeler sunuyor. Burada, giderek sagin mülkiyeti altina giren postmodernizmin Jamesonci tarihsel maddeci yorumunun sahiplenilmesi sözkonusu. Sagin hegemonik içerme çabalarina karsi solcu bir karsi çikis. (Arka Kapak)
Menü
Sepete Ekle
