İlk defa koruda durduğumda kendimi değiştirdim. Gömleğimi çıkardım ve hiç kimseye dönüştüm; isimsiz, cinsiyetsiz, yalnızca bir arazide bir köpekle etrafta gezinen bir canlı. Bana bunu sanat getirdi.
Şair ve yazar Eileen Myles’ın, “İngilizce hocamın poposu öyle güzeldi ki,” cümlesiyle başlayıp, “İncelik sahibi olmayı sahiden öğrenebilirsin. Ve bu cennettir,” cümlesiyle noktalanan kitabı, okurların belleğinden uzun zaman silinmeyecek çarpıcı bir yapıt. Otobiyografik nitelikteki roman, punk akımının altın çağında New York’un bohem çevresinde genç bir kadın yazarın bir yandan cinselliğini, diğer yandan da yaratıcı gücünü keşfedişinin öyküsünü aktarıyor.
Bir başka Amerikalı kadın şair Rae Armantrout’un, “Yaşam ile şiirin yekvücut olduğu, utanç ile ihtişamın bütünleştiği bir füg tınısı taşıyor,” dediği Cehennem, bize bir şairin nerelerden gelebileceğini gösteriyor; bunu yaparken de şiir ile romanın nasıl yoğrulabileceğinin mükemmel bir örneğini oluşturuyor.