Yeme bozuklukları, aileler için yıkıcı bir süreci, bir tür hapisliği temsil
eder. Beslenmeyi tümüyle reddeden ya da tam tersine, buzdolabında
ne var ne yoksa mideye indiren bir gençle burun buruna yaşamak ve
günbegün çöküşüne şahit olmak, yakınları için derin bir üzüntü ve
çaresizlik kaynağıdır.
Yeme bozuklukları, her yaşta insanı etkilese de, gençlerde daha sık
ortaya çıkıyor. Bu durumun ergenlikte yaşanan bedensel, duygusal ve
sosyal değişimlerle bağlantısı var mıdır? Olumlu ya da olumsuz benlik
imgesinin bu süreçteki rolü nedir? Yeme bozuklukları sadece
zenginlerde mi görülür? Medyanın ve popüler kültürün yücelttiği
zayıflık ideali gençleri nasıl etkiliyor? Yeme bozuklukları genç kızlara
mı özgüdür, yoksa erkekleri de etkiler mi? Anoreksiya ve bulimiyaya
bağlı davranışlar nasıl fark edilir? Yeme bozuklukları ne gibi tıbbi
sorunlara sebep olur? Ebeveynlerin tedavi sürecindeki rolü ne
olmalıdır? Hangi aşamada profesyonel yardım alınmalıdır? Yeme
bozuklukları ile kişinin yaşama sevinci arasında nasıl bir bağ vardır?
Psikiyatrist Gérard Tixier ile klinik psikolog Clothilde Tourte’un
hazırladığı Anoreksiya ve Bulimiya, çocukları yeme bozukluğu
tablosuyla karşılaşan ailelerin kafalarındaki soruları cevaplıyor.
Yazarlar hastalığın kaynağı hakkında aydınlatıcı bilgilerin yanı sıra onu
aşmanın ipuçlarını da veriyor. Yeme bozukluklarının sebep olduğu
ve gündelik hayata yansıyan meseleleri çözebilmek için acil tavsiyelere
ihtiyaç duyanlara