Çoğu için aile yadigârı, bir nesnedir: Bir kolye, bir bilezik, bir kıyafet, bir hesap makinesi, bir fincan, bir küllük veya fotoğraflar Birisiyse aile yadigârım, anılarım, diyor. Biri anneannem, cevabını veriyor, aile yadigârı sorulunca. Kimisi özenle seçilip değerli eşya olarak yadigâr bırakılmış, kimisini çocuklar, torunlar, yeğenler kendisi seçmiş yadigâr diye Bir yadigâr, sadece hürmeti, minneti, sevgiyi ve hatırayı saklamakla kalmaz. Belki bazen melankolisi ve neşesiyle geçmişin hislerini de taşır, kuşaktan kuşağa devreder. Rita Ender, yadigâr kelimesinin tılsımıyla sözü açarak, Türkiyeli otuz genç Yahudi’yle aile yadigârları üzerine söyleşiyor. Söyleşiler bize hayat hikâyeleri anlatıyor; farklı Yahudilik kültürleri hakkında canlı izlenimler sunuyor ve yadigâr kavramı üzerinden, geçmişle yüzleşmenin ve hatıra kurmanın sıradan insanlara ait somut, canlı tecrübelerini aktarıyor. Reysi Kamhi’nin çizgileriyle