Billy yeni tasindiklari evin en çok bahçesini sevmisti. Ama bitisikteki evden öyle çekiniyordu ki rahat hareket edemiyordu. Simsiyah giyinmis bir kadin, vahsi siyah kedisiyle o evde yasiyordu. Billy bir gün mecburen bu kadinla tanismak zorunda kaldi. Çünkü kardesinin tavsani bu kadinin bahçesine kaçmisti. Kadin Billy’e çok iyi davrandi. Onu evine davet etti. Evde bir sürü satranç tahtasi vardi. Ama üstünde ne piyon vardi, ne kale, ne sah... Sadece bir sürü tahta! Kimdi bu kadin? Bu satranç tahtalari ne ise yariyordu?
Bir süre sonra televizyonda bir haber izlediler. Dünyanin en büyük satranç ustasi Greg McInley, bir satranç bilgisayarina meydan okuyordu. “Acaba?“ diye düsündü Billy. “Yan komsumuz, Greg’in annesi olabilir mi?“. Billy ne yapip edip bu gizemi çözmeli, bu satranç oyununu kazanmaliydi.